16 Ekim 2011 Pazar

Havaların soğuması

Açıkçası asla kışdan hazzeden bir insan olmadım. Havaların soğuması, kat kat giyinmek durumunda kalmak ve bu kat kat giyinmiş bir şekilde kullanılan toplu taşıma araçları, sürekli kapalı ve boktan olan gökyüzü, soğuk algınlığı vakalarında meydana gelen muazzam artışlar, çoğunu çok da sevmediğim kış meyveleri, sıcacık yatağı bırakıp işe gitmek -evet dört mevsim işe gidiliyor ama yatak ile sokak arasındaki sıcaklık farkından ötürü homurdanılan hatta okkalı bir küfür savrulan başka bir mevsim yoktur, kendimizi kandırmayalım- ve açık havada çok az şey yapabilmek...

Sanırım ben de bir arkadaşımın söylediği  "param olsa 6  ay adana-mersin civarında, 6 ayda tropikal iklime sahip herhang bir ülkede yaşarım" lafına canı gönülden katılmaktayım. Hayır bu nedir arkadaş ben anlamadım! Daha ekimin ortası resmen belam s.kildi soğuktan. Bir de geçen seneki gibi mayısa kadar devam edecekse of ki ne of!

Bir de bu kışı çok matahmış gibi öven insanlar mevcuttur. Tamam farklı düşüncelere saygı duymak gerek ama bazı arkadaşlar resmen kışın propagandasını, pazarlamasını yapmak için ellerini ovuşturarak havaların soğumasını bekliyorlar. Vay efendim çok romantikmiş, sokulmanın mevsimiymiş, evde kendine zaman ayırmaya fırsat verirmiş, üzerine kalın bir battaniye alıp koltukta uzanarak kahve eşliğinde kitap okuma mevsimi imiş vs...

Kantarın topuzunun kaçtığı bu gibi aşırıya kaçan hatta kaside tadındaki kış mevsimine dair fikir beyanatlarını sadece sinir bozucu bulduğumu belirtmekte bir beis görmüyorum. Hayır arkadaş kışla bağdaştırdığın şeylere bi dön de bak: kışın nesi romantik? ya da yaz-ilkbahar-sonbahar neden romantik değil? Sokulmak, yılışmak için soğuktan istifade etmek nedir o konuya hiç girmek istemiyorum. Evde kendine zaman ayırmak için sokakta götünün donması mı gerekiyor? Ha öyleyse kusura bakma bu senin mallığın! Kitap okuyabilmene saygı duyarım ama kitap okurken diğer mevsimlerde de yapılabilecek bin tane -hiç gerek olmadığını düşünsem de- atraksiyon sayarım...

1 yorum: