30 Ekim 2011 Pazar

Bir acayip cumartesi sabahı kafası!

Dün sabah erkenden koşmak için Yoğurtçu parkına gittim. Saat sekiz buçuk dokuz suları idi ve park hemen hemen sakin sayılırdı. Parkta her zaman görmeye alışık olduğumuz yedi sekiz sokak köpeği kimisi Kurbağalı dere tarafına doğru, kimisi parkın ortasındaki boşluğa doğru, kimisi de basket sahası ve jimnastik aletlerinin olduğu kısma doğru uzanmış ve gayet uyuşuk ve donuk bakışlarla sağa sola boş boş bakıyor ve mütemadiyen esniyorlardı.

Temsili Sokak Köpekleri
Derken beş on dakika sonra köpeklerini gezdirmeye, işettirmeye-sıçırttırmaya ya da köpekleriyle bir takım oyunlar oynamaya gelen insanlar belirmeye başladı. Parkın gediklisi sokak köpeklerinde bir kıpırdanma olsa da bu dostane bir şekilde gerçekleşti ve herhangi bir aksiyona sebebiyet vermedi. Ama Kadıköy'ün bazen çok antipatik olabilen ve insanları primitifliğe özendirebilecek kadar gıcık sosyal demokrat aydın sakinlerinin çoğunun gereksiz hassasiyetleri sonucu bir kaç seçkin köpek ve sosyal köpek arasında meydana gelen yarı cinsel yarı oyun amaçlı havlama ve hırlama sonucu sokak köpekleri "bitli, saldırgan, tehlikeli, hareketleri önceden kestirilemez ve gerizekalı (evet köpeğe gerizekalı dedi malın teki!)" bulunarak parkın kenarına doğru siktir edildi. Resmen gariban sokak köpeklerinin huzurunu bozdular.
Bu da sahibine benziyor diye koyduğum evcil köpek
Park bana kaldı a.k ooh!! (temsili star gazetesi vasat altı mizahından bir tutam. -bilen bilir-)


Parkın sokak köpeklerinden ıslah edilip huzura kavuşturulmasını müteakiben orta üst gelir sınıfına ait evcil köpekler parkta; kah top peşinde koşarak, kah ağaç altlarına işeyerek, kah çimlerin en yeşil yerlerine yedikleri sağlıklı mamaların hakkını verip sıçarak parkın hayvan profilini bir anda gürbüzleştirdiler. Şimdi ben zamanında o parktaki sokak köpeklerinden üçünün saldırısında sol üst baldırımı ısırılmaktan son anda can havliyle köpeğin suratına yumruk atıp efsanevi bir depara kalkmak sureti ile kurtarmış bir insan evladı olmama rağmen bu köpeklerden nefret ediyor değilim. Hatta kendi kendime "gecenin 10unda deli s.kmiş gibi parkta koşarsan götünü köpek de ıssırmaya kalkar tinerci de saldırır kafasını s.ktiğimin salağı" diye söylenmiştim.

Asıl gelmek istediğim nokta ise yukarıda tarif etmeye çalıştığım manzaranın bir anda bende bırakmış olduğu izlenimdi. Aklıma nedense Sulukule'deki Roman vatandaşların çok komik rakamlarla evlerinden edilip evlerinin yerine Osmanlı mimarisine uygun olarak inşa edilmiş Villalar yapılması ve kodamanlara satılması geldi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder