5 Haziran 2015 Cuma

Açık Öğretim

Sabahın karanlığı
masama dik düşen
günün ilk ışıklarını
semaverden gelen
tiz buhar sesiyle birlikte
yorgun argın
ama memnun
buyur ediyor
kahvehaneden içeri
sanki başka şansı varmış gibi.

Camın kenarına
henüz konuşlanmışken
çay sipariş ediyor
ve laf olsun diye
düşünüyorum;
neredeyse muntazam
bir çemberi andıran
simidimin merkezine
koyduğum üçgen peynirin
iç açılarının toplamı kadar
susam tanesi
döküyor muyum acaba
masanın üstündeki
gazete kağıdına?


İnce belli bardağın kenarında
gayet tekinsizce dinelen
yarısı ıslanmış,
kahverengi ve nemli
küp şekerlerin sakinliği
çaydan aldığım ilk yuduma
eşlik ederken
kapıdan içeri giriyorsun.

Yüzüme bakıyorsun,
bu kadar geometri yetiyor.
Yüzüne bakıyorum,
çayım soğuyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder