İlkokuldayım. Öğretmenimiz sıralara ya iki kız bir erkek ya da iki erkek bir kız şeklinde üçer kişi oturtmuş tüm sınıfı. Ben iki kızın arasındayım. Bu durumdan hiç mutlu değilim. Kızların ikisinden de pek hoşlanmıyorum. Kızlardan hoşlanmasam da öğretmenin yazmamız için söylediklerini kim en hızlı yazacak şeklinde bir yarışma uydurup bu yarışmada onları yenmekten geri kalmıyorum.
Derken bir
seferinde solumdaki kız benden önce bırakıyor kalemi. Yeniliyorum. İyice uyuz
oluyorum kıza. Sonra kız bana; "Aa, şu kelimeyi yanlış yazmışım, silgini
versene silip düzelteyim" diyor. Aradığım fırsat karşıma çıkmış.
Sırıtarak, "Ne vereceğim ya silgimi, yanlış yazmışsın, birinci sen değilsin benim bu durumda, birinciliğimi kabul edeceksen vereyim silgimi" diyorum. Kabul etmiyor.
"O zaman yok sana silgi milgi!" diye kestirip atıyorum. "Nasıl
ya? Vermezsen öğretmene söylerim!" diye bir tehdit savuruyor kız bana.
"Salağa bak ya! Lan silgi benim, ister veririm ister vermem. Kime
söylersen söyle!" diye dalga geçerek yanıtlıyorum kızı.
Kız parmağını
kaldırıyor. Söz alıyor ve "Öğretmenim, Mithat bana silgisini kullandırmıyor,
silgimi unutmuşum dedim, banane dedi, silgisini vermedi." diyor.
Öğretmenimiz "Mithat gel bakalım yanıma" diyor ve beni masasına
çağırıyor. Ben masaya doğru yürürken hala pis pis sırıtıyorum. Öğretmenin beni
şikayet eden kızı azarlarken yanımda durmasını istediği kanaatindeyim. Öğretmen
masasına varıyorum. Öğretmenimiz bana dönüyor ve "Neden arkadaşına
silgini kullandırmıyorsun, ayıp değil mi? Annen- baban seni böyle mi
yetiştirdi? Ben böyle yetiştirmediklerini biliyorum!" diyor ve sağlam bir
tokat atıyor sağ yanağıma. "Şimdi arkadaşından özür dile ve silgini
kullanması için arkadaşına ver." diye de ekliyor.
Sıra arkadaşım
olacak kız ile göz göze geliyoruz. Şimdi o gülüyor. Ben aşırı şaşkınım. Kendi
kendime, içimden "Lan çok saçma ya, silgi benim. İster veririm, ister
vermem. Bunun için ben neden tokat yedim ki şimdi diyorum?" Götüme baka
baka sırama dönüyorum.
İlkokul
öğretmenim sayesinde mülkiyetin saçma bir kavram olduğuna ve paylaşmanın
önemine dair ilk dersimi almışım. Sosyalizm ile tanışmam devlet okulunda,
ilkokulda dokuz yaşında iken oluyor.
Bu olayı her
hatırladığımda suratıma kocaman bir gülümseme oturur ve ilkokul öğretmenimi
sevgi ve hürmetle anarım. Ha bir de evet bizim zamanımızda okulda şiddet bir
enstrüman olarak kullanılmakta idi. İçinizde "Ama bu çok yanlış, şiddet
bir enstrüman olamaz" diyen yumuşak götlü liberaller varsa istedikleri
yerde bunun yanlış olmadığı şeklindeki fikrimi kendilerine aktarmak ve konuyu
kendileri ile mütalaa etmek isterim.
24 Kasım
Öğretmenler Günü kutlu olsun!!!
Mithat Erdoğan
24 Kasım 2023
Fethiye - Muğla
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder